Sabri Hamza Polis ile İnşaat Fakültesini Konuştuk, Gençlerin Sorularına Cevap Aradık
-Sabri Hamza Polis 1993 yılında Vrapçişte’de doğmuş, orta okul eğitimini Gostivar Belediye Lisesinde tamamlamış, Üsküp’te Aziz Kiril ve Metodiy Üniveristesi İnşaat fakültesi – Yapı mühendisliği lisans ve yüksek lisans mezunudur. Şu an Gostivar’da Statika-A şirketinde proje mühendisi olarak çalışmaktadır.
•Bölüm tercihini nasıl yaptınız?
Bölüm tercihi, özellikle lise son yılımda kafamı en çok meşgul eden konuydu. Küçük yaşlardan itibaren mühendis olma hayalim olduysa da karar verme konusunda yeterli özgüvene sahip değildim.
Bu özgüvensizlik(Makedonca dil seviyemin yeterli düzeyde olmaması) bir yıl istemediğim bölümü okumama sebep oldu. Liseden mezun olduğum zaman okumak istediğim bölüme kayıt olmayıp, hiçbir hedefim olmadığı halde kendimi denemek amacıyla girdiğim “ТCS” sınavında (Türk Cumhuriyetleri ile Türk ve Akraba Toplulukları Sınavı) kazandığım “Bankacılık ve Finans” bölümüne kaydımı yaptırdım.
Başlarda Tükiye’de Türkçe eğitim, burslu olmak, bölüm kolaylığı, ortam vs. gibi sebepler mantıklı tercih yaptığımı düşündürse de, birinci yılın sonunda gelecek kaygısı yaşamaya başladım. Türkiye’de geçecek dört yılın ardından Makedonya’ya dönüp uzun süre uzak olduğum bir yerde iş bulmak, о alanda başarılı olmak pek olası gözükmüyordu. Bu kaygı; Türkiye’de geçirdiğim bir yılın ardından kaydımı aldırıp, Üsküp “Az. Kiril ve Metodiy” Üniversitesi – İnşaat Fakültesi/Yapı mühendisliği bölümüne kayıt yaptırmamla son buldu.
Mühendis olma isteğimin en büyük sebebi çocukluğumdan beri fizik ve matematik derslerine olan ilgi ve merakımdan kaynaklanıyor.
Yapacağım mesleğin hem en başarılı olduğum alanları içeremesini hem de iş imkanı yüksek olan bir meslek olmasını istedim. İnşaat sektörünün geniş olması, inşaat mühendislerinin de az sayıda olduğunu düşünmem, bu bölümü seçmemde etkili oldu.
•Fakülteniz ve bölümünüz hakkında ne söylersiniz?
Az. Kiril ve Metodiy Üniversitesi – İnşaat fakültesi 3 lisans (3 yıl) ve 5 lisansüstü (2 yıl) proğram içermektedir:
1)İnşaat mühendisliği (Lisans 3 yıl):
Yapı mühendisliği (Yüksek lisans 2 yıl): Bina, köprü, endüstriyel yapılar vs.
Hidroteknik mühendisliği (Yüksek lisans 2 yıl): Baraj, su şebekeleri, kanalizasyon vs.
Ulaştırma mühendisliği (Yüksek lisans 2 yıl): Karayolu, demiryolu, tünel, havaalanı vs.
yapılarının planlanması, projelendirilmesi, yapımı vе denetimi konularını içermektedir.
2) Jeodezi (Topoğrafya) mühendisliği (lisans 3 yıl+ yüksek lisans 2 yıl): Arazi ölçümleri, harita oluşturma, ölçümler sonuncunda alan, hacim, kesit vs. hesapları, detay çizimleri gibi konuları içermektedir.
3) Geoteknik mühendisliği (lisans 3 yıl + yüksek lisans 2 yıl): Zemin mekaniği, temel inşaatı, istinat duvarları vs. etüt, tasarım ve yapım konularnı içermektedir.
Lisans diploması mezun mühendislere “kısıtlı yetki” sağladığı için yüksek lisans eğitimine devam etmeleri gerekmektedir. Lisans eğitimini tamamlayan öğrencilerin çoğu yüksek lisans kaydı yaptırmaktadırlar.
O yüzden daha en baştan bu bölümü seçecek arkadaşların eğitim süresinin minimum 5 yıl (3+2) olacağını bilmeleri gerekir. “Kısıtlı yetki”den kastım örneğin 3 yıl tamamlamış bir inşaat mühendisi sadece şantiyede çalışma yetkisine sahip olurken, 5 yıl tamamlamış inşaat mühendisi proje oluşturma (statik analiz, detay çizimleri vs.) ve denetleme yetkisine sahip olabilir.
Genel olarak bahsettiğim bölümlerde dersler matematik, fizik, malzeme ve teknik tabanlı derslerdir. Mezun mühendislerin bir kısmı şantiyede, bir kısmı proje bürolarında, bir kısmı da devlet kurumlarında (belediye, karayolları müdürlüğü, su işleri müdürlüğü vs) çalışmaktalar.
•Öğrenci adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Öğrenci adaylarına tavsiyem meraklı olduklarını düşündükleri, öğrenmekten sıkılmadıkları konuları göz önünde bulundurarak seçimlerini yapmalarıdır. Başarılı olma ihtimalleri en yüksek alan, çalışmaktan sıkılmayacakları konuları barındıran alandır.
Belki içlerindan bazıları ilkokul ve lisede ortam, vizyon eksikliği gibi sebeplerden dolayı yüksek başarı göstermemiş olabilirler, ünversite hayatımda orta seviyeli öğrencilerin de çalışıp başarılı olduklarına, aynı zamanda liseden yüksek başarıyla gelen öğrencilerin üniversiteyi terk ettiklerine şahit oldum.
Demek istediğim, en belirleyici faktör üniversite hayatlarında ne kadar çalışacakları olacaktır. Elinden gelen her şeyi yapacağına karar vermiş bir öğrenci, ilgiyle kayıt yaptırdığı herhangi bir bölümde başarılı olacaktır. Tabii ki burada ilkokul ve lisede başarılı olan öğrencilerin özellikle sağlık ve mühendislik fakültelerinde daha avantajlı olduklarını belirtmek isterim.
Hiçbir bölüm yüksek standartta yaşam garantisi vermez. Ülkemizin ekonomik durumunu göz önünde bulundurarak beklentilerinin yüksek olmamasını tavsiye ederim.
Sağlık ve mühendislik fakülteleri gerek özel sektörde iş imkanı gerekse bu fakültelerden mazun olanların çok sayıda olmaması yönünden diğer fakültelere göre bir adım önde olduklarını söyleyebilirim.
İş hayatı çoğu zaman eğlenceden uzak ciddiyet ve profesyönellik barındırıyor, о yüzden genç arkadaşlara üniversite dönemi boyunca dersler öncelikli olmak şartıyla sosyal hayatlarına da zaman ayırmalarını tavsiye ediyorum.
Unutmasınlar ki üniversite hayatı en çok anı biriktirecekleri dönem olacak, o yüzden hiçbir ânı boşa harcamasınlar. Eğitim, üniversitenin bitmesiyle bitmeyecek devamında da sürekli öğrenmye devam etmeleri gerekecektir. Üniversiteden sonra gelecek iş hayatı, yükselme, sorumluluklar vs. büyük ihtimalle üniversite dönemi kadar heyecanlı olmayacaktır.
Bütün öğrencilere başarılar dilerim.