Bayri Kanli İle Tıp Fakültesini Konuştuk, Gençlerin Sorularına Cevap Aradık
Aziz Kiril ve Metodi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Bayri Kanli ile röportaj gerçekleştirdik. Yeni tercih döneminde, öğrenci adaylarının akıllarındaki sorulara cevap aradık.
Bayri Kanli eğtimimi Üsküp’teki Aziz Kiril ve Metodi Üniversitesi Tıp Fakültesinde sürdürüyor. Bu yıl üçüncü dönem TIP fakültesi öğrencisi.
-İlk Sorumuz: Bölüm tercihini nasıl yaptınız?
Uzun ve zorlu bir ilkokul, ortaokul ve lise eğtiminden sonra kafamızda bağzı sorular yoğun olarak bizleri meşgul etmeye başlar. İlerde hangi meslekte başarılı olup kendimi bulabilirim? Hangi mesleği sıkılmadan, usanmadan büyük bir zevkle yapabilirim benzeri sorularla karşılarşırız. İlkokula başlamadan önce benim doğa bilimlerine karşı zaten belirli bir ilgim vardı. Öncelikle Tıp fakültesini seçmemde en önemli motivasyon ve faktörlerden biri meraktı. İnsan vücudunun nasıl çalıştığnı, patolojilerinin (hastalıkların) gelişmesinde hangi iç ve dış etkenlerin sebep olduğunu ve bunların nasıl tedavi edilebileceği benim için başlı başına çok çekici bir tutku haline gelmişti.
Lise’de 2 sınıf öğrencisiyken artık kafamda bağzı şeyler yatmaya başladı. O dönemlerde beni Tıp fakültesini seçme sürecimi katalize eden en büyük faktörlerden biri izlediğim canlı kalp ameliyatlarıydı (o dönem akademik doktor Jan Mitrev tarafından Facebook platformunda canlı olarak paylaşılan açık kalp ameliyatları). Bu süreçte içimden kesinlikle yapacağım meslek bu olmalı dediğimi dün gibi anımsarım.
Lise eğtimimizin sonunda dört yıllık not ortalamam 5.00’dı, fakat bu Tıp fakültesine kayıt olmanız için kesinlikle yeterli bir sonuç değil. Toplam 100 puandan 5.00 not ortalamasi ile maksimum alacağınız oran %60, diğer %40 ise Devlet mezuniyet sınavından alacağımız sonuçlar ile belirleniyor. Devlet mezuniyet sınavında çok iyi olmasada yine hatrı sayılır iyi bir sonuçla Üsküp Tıp Fakültesinde kaydımı yaptım. Kayıt sonuçlarına göre artık resmi olarak artık bir Tıp talebesiydim. Bunu öğrendiğmde yaşadığım duygu ve gururun gerçekten de tarifi ve izahı kelimemerle anlatılamazdı. Tıp zor ve uzun bir süreç, bu sürecin üstesinden nasıl gelebilirim gibi belirli endişelerin aklımdan geçmiyordu desem de yalan olur.
-İkinci Sorumuz: Fakülteniz ve bölümünüz hakkında ne söylersiniz?
Aziz Kiril ve Metodi Üniversitesi Tıp Fakültesi köklü ve gerçekten alanında değerli şahsiyetler yetiştirmiş bir fakültedir. Fakültemiz, Devlet Üniversite Kliniğinde (Државна Универзитетска Клиника – Мајка Тереза) konumlanmış olup, enstitüler ve klinik sağlık kurumlayırla bir bütündür. Fakültemizin kuruluş tarihi 1947 yılına dayanmaktadır, ayrıca Kuzey Makedonya’da kurulan ilk Tıp fakültesidir.
Fakültemizde Tıp eğtimi 12 sömestır (6 yıl) sürmektedir, mezuniyetten sonra Tıp doktoru (доктор по медицина) ünvanını alırız. İlk üç dönemde ağırlıklı olarak temel (bazal) dediğimiz enstitülerde geçen Tıp dersleri ile karşılaşmaktayız. En başlıca dersler : Anatomi, Histoloji ve Embriyoloji, Fizyoloji, İmünnoloji, Mikrobiyoloji ve Parazitoloji, Biyokimya, Biyofizik, Patofizyoloji, Patoloji gibi derslerdir. Bu dönem gerçekten zorunlu ve yoğun bir tempo ile geçmektedir. Birinci sınıfta yoğun olarak morfolojik derslerle normal insan morfolojisini (Anatomisi) nasıl olduğunu, İkinci sınıfta normal insan fizyolojisinin (mekanizmalarının) nasıl çalıştığını ve üçüncü sınıfta artık insanda gelişen patolojik değişiklikleri öğrenmekteyiz. En basit şekile bu dönemi böyle özetleyebiliriz.
Dördüncü dönemden itibaren klinik bilimleri ile karşılaşmaktayız. Klinik derslerinde artık hekim-hasta ilişkileri ile hastalarla yüz yüze bir eğtim gerçekleşmektedir. Altıncı yılda ise artık intörn doktor değimiz çeşitli kliniklerde iç rotasyonlarla dolu yoğun staj dönemleri ile geçmektedir.
Sınavlara değinecek olursak, genelde her 3 haftada bir “колoквиум” dediğimiz sınavlar yapmaktayız. Genelde bu sınavlar, final/sözlü sınavlarına girebilmek için önşarttır. Final dönemleri yılda 3 kez yapılmaktadır. Bu final dönemleri : Ocak-Şubat / Haziran-Temmuz ve Ağustos-Eylül aylarında organize edilmektedir. İlk üç dönemde derslerin bağlılık ve bütünlüğünün kompmaması adına dersler arası şartlar (услов) vardır. Öğrenci sene sonuna kadar veya dersin hangi sömestırda görüldüğüne bağlı olarak ön-şart sınavlarını geçmez ise gelecek dönemdeki ön-şart arayan dersi dinleyemez ve bir dönem kaybı yaşar. İlk 3 dönemin zorluklarından en önemlisi de budur ve genelde sene kaybeden öğrenciler bu dönemde problemler yaşar.
Tıp fakültemize eleştirisel bakarsak en önemli sorunlardan birisi teorik derslere aşırı ağırlılık verimesi ile beraber bunların pratik eğtime dönüşmesinde belirli engellerin ve sorunların olmasıdır, bence bu tartışılmaz bir gerçektir.
-Öğrenci adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Adaylara ve gelecektekli meslektaşlarıma en önemli tavsiyem kesinlikle içlerinde yanan merak, öğrenme ve araştırma arzularını dinç ve diri tutmalarını ehemiyetle tavsiye etmemdir! Dersler ne kadar zor olsada, düzenli ve proğramlı bir çalışma ile asla pes etmemek şartıyla sonuna kadar azimle ve yoğun çalışmağyla başarılamaycak hiçbirşey yoktur. Azmin elinden hıçbirşey kurtulamaz! İstek ve arzu oldukça işin sonu berraktır.
Dil öğrenmeleleri çok önemli bir husus, özellikle bizim gibi önceki eğtim hayatında eğtimimizin dili ağırlıklı Türkçe olduğu için ilk dönemlerde Makedonca ile iletişim kopuklukları yaşayabiliriz. Tavsiyem adaylarımızın Makedoncalarını iyi geliştirmeleridir. Aynı zamanda İngiziceyi’de de en iyi seviyelere getirmemiz bizim için hem ilerde hem şu an kapıları açacak anahtar niteliğini taşımaktadır.
Doğru çalışmak! Çoğu Tıp öğrencisi arkadaşlarımızın yaptığı en sessiz yanlışlardan biri derslere yanlış çalışmaktır. Kesinlikle Tıp kitapları yoğun ve geniş detaylı bilgiler içeren kitaplar olduğu için kitapların tekrarlanması zordur. İlk başta en önemli detayları ve bilgileri not edip sonrada o bilgilerden çok tekrar yapılması dersin öğrenilmesinde kolaylık sağlayacaktır. Unutmayın! Kısa, önemli ve yalın bilgierinin çok tekrarı bizi neticeye götürecektir.
Süreklı kendilerini her alanda geliştirsinler. Tıp literatürünü ve makalaleri takip etsinler. Her alandan bilgi birikiminin olması bir Tıp fakültesi öğrencisi ve gelecekteli bir Hekim için kesinlikle bir artıdır. İletişim konusu önemlidir, hasta-hekim komünikasyonumuzu güçlendirecek iletişim becerilerimizi geliştirmek bizi gerçekten hem hasta nezninde itibar ve güveni artırıp, hem de şahsi olarak tatmin seviyelerimizi zirveye çıkaracaktır. Son olarak adaylarımıza ve gelecekteki meslektaşlarıma başarılar ve bol şanslar dilerim.