TÜRK DÜNYASI TÜRKÇE İLE EL ELE
Bu kompozisyonda Türkçe’nin önemini ve Türklerin birbirleri arasındaki birliği, kardeşliği, el ele verip nasıl bir dünya oluşturduklarını konu alacağım.
En köklü ve en zengin dilimiz olan Türkçe’miz VIII. yüzyılda Orhun Yazıtlarından bildiğimiz gibi, daha o çağlarda bile varlığını sürdüren köklü bir edebiyat dilidir. Bu yazıtlarda, o çağ Türkleri’nin, dillerini, milli kültürlerini yabancı etkilerden uzak tutmakta çok titiz davrandıklarını görüyoruz. Çünkü bir milletin kültürünün bozulmasını sağlamanın en önemli kolu dildir. Dildeki yozlaşma, milletin kimyasını o denli bozar ki, geri dönüşü olmayan bir hale bürünür. Sosyal mecraların etkisi, yazılan kelimelerin kısaltılması, yabancı kelimelerin kullanılması yozlaşmaya sebebiyettir. Alınacak önlemlere gelirsek eğer, kitap okuma oranının artması; büyük bir önlemdir. Yani doğru yazar ve kitap seçimi, milletin dilini anlamasına yardımcı olacaktır. Çünkü doğru dili kullanan yazar, okura doğru dilli kullanmasına dayalı bir istek uyandıracaktır. Bu konuda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de önemli bir sözü vardır:
“Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakını, hatıralarını, menfaatlerini kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.”
Dil, milleti millet eden bir unsurdur. Büyük bir değer arz eden dil; milletin en köklü, en kutsal varlıklarından biridir. Yani tam anlamıyla hem milletin, hem devletin hazinesi gibidir.. Bunun için, bizim olan her şeyi nasıl bütün varlığımızla korumaya çalışırsak, dilimizi de bütün zenginlikleriyle ve bütün özellikleriyle korumaya çalışmalıyız. İnanıyorum ki el ele verip, bu değerli mirası koruyacağız ve gelecek nesillere aktaracağız.
Her Türk gencinin dilini iyi bilmesi, iyi kullanması gerekir. Dilimizi hatasız konuşup, yazmak başlıca milli görevlerimizden biridir. Bunun için de, Türkçe’nin gerek dil bilgisi kurallarını, gerekse imla kurallarını iyi bilmeliyiz ve bilmeyenlere de öğretmeliyiz. Böyle kutsal bir dili iyi tanıyıp, güzelce dile getirmek boynumuzun borcudur . Ayrıca görüyorum ki bu görevi laikiyle yerine getirme çabasında bulunuyoruz ve bulunacağız.
Türkçe’miz sayesinde, diğer ülkelerde yaşayan vatandaşlarımız ile büyük bir bağ kurmaktayız. Dilimiz bizi bir bütün olarak, geleceğe doğru tarihi miras gibi ulaştıracaktır. Her kuşağın örnek alacağını bilmek, bizim gibi el ele iyimser mücadelelerde bulunacaklarını düşünmek; hayatı bir o kadar yaşanılır kılıyor hakikaten de, hele ki böyle bir çağda..
Herhangi bir yabancı ülkeye gittiğimde, Türklerle karşılaştığımızda: “İşte ailem, işte milletim” diye düşünürüm hep.. O derin duygu öyle müthiştir ki, o an mutluktan hiç bir yere sığamamak gibi de tasvir edebilirim. Misafir perverliğimizle tanınan biz Türkler, Türk ailesi olsun, başka milletten de bir aile olsun, anında iletişim kurup, çok değerli dostluklar kazanırız ve bu gerçekten de örnek alınması gereken bir değerdir. Çünkü bizim dilimiz , hoşgörüyü; din, dil, ırk farketmeden her milleti sevmek, saygı göstermek, onların da değerlerini, kültürlerini benimsemek gibi davranışları bizlere öğretti.
Bizim dilimiz, nasıl güzel bir tarihe de sahip olduğumuzu hatırlattı. Ayrıca nasıl güzel bir coğrafyada yaşadığımızı.. Geçmişi onur kaynağı bilmemizi, geleceği de “Güzel günler göreceğiz, güneşli günler” olarak betimledi bizlere.. Her ananın hayır duasını aldı bu kutsal dil.. Yolunu bilmeyene yol, ışığını arayana da en değerli kaynak oldu. Gençlerimizi yüksek mertebelere ulaştırdı, amaç; ülkeye güzel insanlar, hem kalben hem de fikirleriyle var olma kalıbını ortaya koyan gençler yetiştirmekti, yetiştirdi, yetiştirecek de.. Ayrıca içeriğinde sevgi pınarı yetiştiren bir dil düşünün, sevgiyi aşılayan, nefreti yok eden bir dil..
Gurur kelimesini, yüreğimizin en derinliklerinde yaşamamıza ve göğsümüzün kabarmasına vesile olan değerli yazarlarımız, şairlerimiz, devlet adamlarımız, bilim adamlarımız vs. bizlere yönelik en güzel örneklerdir. İnanmak, başarmak, vatanına yararlı bir birey olmak gibi unsurları bizlere sundular. Ayrıca el ele olup, nasıl güzel başarılar kaydettiklerini görüyorsunuz. Yani bir yazar bir yazarla değerli fikirlerini, düşüncelerini birbirleriyle paylaşırsa tabiki de dünya edebiyatına değer arz edecek bir eser ortaya koyacaklar. Mesele bir olmak, dost olmak en önemlisi de kardeş olmak.. Mesele kimseyi kendinle kıyaslamadan, birlikte büyük başarılara doğru yürümek.. Biz bir olalım, el ele olalım ki dünyamıza eserler, nesillerimize miraslar bırakalım.
Çok örnek aldığım akademisyen ve yazar olan Prof Dr. Tufan Gündüz’ün Bosna Hersek’te bizzat tanık olduğu bir olay beni derinden etkiledi. Bosna’da bulunan Türk askerlerimiz, orada yardıma muhtaç olan bir köye gidip, yaşlı bir teyzenin evine gitmişler. Teyze kapıyı açıp, askerlerimizin Türk olduklarını anladığında onlara: “Geleceğinizi biliyordum” deyişi.. Gerçekten de tarif edilmesi zor bir duygu.. Bizim geleğimizi bekleyen milyonlar var diye devam ediyor Tufan Gündüz.. Saydığı ülkeler arasında Makedonya’nın da yer alması gerçekten de yalnız olmadığımızı, kardeşliği, her daim esirgemedikleri destekleri ve en önemlisi Bosna’daki ninemizin mutluluğunun aynısını bizlere de yaşatıyor.
Türk olmak da böyledir işte.. Kiminin bekleyeni, kiminin “Türkler geldiyse kurtulduk” haykırışı, kiminin ise “ Beni bir Türk defnetsin” diye milletimizin hep beklenen olduğunu hatırlatması, ne mutlu ki..
Dünyanın her yerinde Türkçe eğitim veren okullar, enstitüler, Türk dilini yabancılara bile sevdiren kurslar mevcut. Bu tür kurumlar kendi ülkemde de büyük övgüyle bahsedilen kurumlardır. Bu övgüler de bizleri aşırı derecede gururlandırır. Canım Türkiye’min insanları ve canım Türkçe’m var olduğu sürece bizim başımız yere eğilmeyecek. Biz Türkçe eğitim görüyorsak, hala bile Türkçe kitaplar okuyabiliyorsak ve hala böyle değerli yarışmalara yazılarımızı iletebiliyorsak; hepsi sizin sayenizde.. Siz gençlerin geleceği, gençlerin bir güneş gibi şimdiye, geleceğe doğmasını sağlayan bir değersiniz. Sizler dünyada hala başarıya yönelik düşler kuran gençlerimizin, her daim güvenle yaslanabileceği bir omuzsunuz.
Siz hep var olun..
Sara Ali Banisa– Gostivar / Makedonya