Aynı Kese Aynı Tellak
Aynı Kese Aynı Tellak
Bugün yaşadığımız tırmak içinde – pandemi denilen felakete en yakın global buhran 2.Dünya Savaşı ‘dır diyebiliriz.
Herkes evlerde hatta sığınaklarda aylarca bekledi. Okullar ve işyerleri kapalı kaldı, insanlar gıda bulmak için sıralar oluşturdu, hastaneler hasta ve yaralılara hizmet veremez oldu, sınırlar kapandı vesaire vesaire.
Savaş sonrası herşey yerli yerine oturmuş, ve tüm dünyayı ilgilendiren bazı kararlar alınmıştı; Ülkeler arası sınırların nasıl olacağı…
Kimin hangi milletten sayılıp, hangi dili konuşacağı…
Tarihin nasıl yazılacağı…
En önemlisi de ekonominin anahtarlarının kimde kalacağı…
Yüzyıllar süren ve bir türlü çözülemeyen tüm bu soruların cevapları çözüldü ise eğer, şimdi birşeyler üretmeye, daha çok üretmeye, gereğinden fazla üretmeyeve her üretilen şeyin biraz daha kalitelisini her geçen gün yeniden üretmeye başlayabiliriz denildi.
Fakat tüm bu üretim ekonomisinin pazarını ateşleyecek bir icada ihtiyaç duyulmuştu.
Bu öyle bir icat olmalıydı ki; insanlara nasıl giyinmesini, kimler gibi eğlenmesini, hangi eşyaları kullanması gerektiğini öğretmeliydi.Her evin en çok kullanılan odasına yerleştirilmeli ve sabah kalkar kalkmaz açılıp, gece yatağa girene kadar ev halkının farklı yaş grubuna ayrı ayrı hitap edebilmeliydi.
Çok geçmeden aranan kan bulundu ve çok değil 20-25 yıl içinde dünyadaki her eve giren televizyon ile birlikte başlayan alışveriş çılgınlığı önce alışveriş caddelerini, ardından pasajları ve son olarak da ilk defa görseniz bile “Aaa bak buna çok ihtiyacım var” diyeceğiniz milyonlarca şeyi bir arada bulabileceğiniz AVM’leri hayatımıza soktu.
Buraya kadar süreç normal gibi gözüküyor.
Savaşanların öpüşüp barışması…
Barıştan sonra üreticilerin harıl harıl çalışması,
Televizyonun insanların hayatına karışması…
Peki şimdi kaseti geri sarıp tekrar bugünden başlatalım;
Evlerden çıkamıyoruz, hastaneler hastaların artmasından tedirgin, okullar ve işyerleri çalışmıyor, sınırlar kapalı… Tüm dünyayı ilgilendiren kararlar alınmaya devam ediyor.
Medya ile nasıl korku pompalanacağı… Hangi ülkenin aşıyı bularak sağlık sektörüne çökeceği, sanal ekonominin şifrelerinin kimlerin eline geçeceği…
Uzun yıllardır süren ve bir türlü kontrol edilemeyen kayıtsız ekonomiye ait sorunlar çözüldü ise eğer, birşey üretmesek de insanlara hayaller satabileceğimiz bir sanal dünya kuralım denildi. Fakat tüm bu ekonominin pazarını ateşleyecek bir icada ihtiyaç duyulmuştu.
Bu öyle bir icat olmalıydı ki, evlere kapanan, işe ve okula hatta evinin kapısının önüne çıkarılmayan insanlara bir at gözlüğü gibi burnuna kadar getirip, onlara yaşadığı mahrumiyetin acılarını dindirecek ve zamanla bu sanal ortamdan başka bir dünyanın var olduğunu unutturacak…
Çok geçmeden aranan kan bulundu ve çok değil 20-25 yıl içinde her insana takılan biyo çipler ile…
Vesaire vesaire.
Serhat Kula